Adam Smith'in kitabının tam metin olarak -1948'de yapılan ve fazlasıyla kötü olan çeviriyi saymazsak- çevirisinin yapılmamış olması Türk entelijansiyasının sefaletinin sebebini ortaya koyma adına yeterlidir. Belki 39 sebep daha vardır ama diğerlerini saymaya gerek bıraktırmayacak "Barut yok" misali sebep herhalde şu olsa gerek: Çeviri işine kar odaklı bakmayan bir kurum-kuruluş eksikliği. Koskoca İş Bankası Yayınları bile o kadar fona rağmen yeni bir çeviri yaptırma zahmetine girmeyip, Haldun Derin'in bu rezalet çevirisini bastırmış. Bir önsöz yazdırmakla sorumluluklarının bittiğini düşünmüşler herhalde. Suçun çevirmende olduğunu düşünmüyorum bu arada, o en son eleştirilecek kişi.
Bu yazıyı Milli Kütüphane'de söz konusu çeviriyi okurken ara verip cep telefonumdan yazıyorum. Kitapta en son rastladığım cümlelerden biri beni o derece rahatsız etti. Şu ana dek kitapta buna benzer çok örneğe rastladım ama şimdilik bunu paylaşıp okumaya dönmek istiyorum. "Çokluk" diye başlayan cümle benzeri şeye bir bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder